Televizyon (TV) çocukların yaşamı üzerinde oldukça güçlü bir etkiye sahiptir. Televizyon yoluyla çocuklar, paylaşma, işbirliği ve davranış modellerini algılama gibi olumlu sosyal davranış boyutlarının geliştirilmesine yönelik mesajlar alabildikleri gibi, zararlı mesajları da kolayca alabilmektedirler. Literatürde çocukların televizyon izlemeye, uyku dışındaki herhangi bir diğer aktiviteden daha fazla zaman ayırdıkları bildirilmektedir. Çocuklar giderek daha fazla televizyon izlemeleri ve bilgisayar oyunları oynamaları nedeniyle sosyal ortamlardan izole olmaktadırlar. Çeşitli medya araçları ile zaman geçirme, okuma, egzersiz yapma ya da arkadaşlarıyla oyun oynama gibi daha aktif ve anlamlı meşguliyetlerin yerine geçebilmektedir. Televizyon çocukların zihinsel olarak pasifleşmesine neden olmakta ve yaratıcı oyun aktivitelerini engellemektedir.
Televizyonda sıklıkla film, reklam, dizi, eğlence programları ve haber programları gibi kendi gelişim düzeylerine uygun olmayan programları izledikleri belirtilen çocuklar, bu yolla yetişkinlerin dünyasına daha çabuk girmektedirler. Televizyonda yayınlanan tüm programların 2/3 ünün şiddet içerdiği, çocuk şovlarının şiddet içeriğinin en fazla olduğu, şiddet tasvirlerinin çekici hale getirildiği ve bu programlarda suç işleyen karakterlerin sıklıkla cezalandırılmadığı belirlenmiştir. Aşırı televizyon izlemenin çocuklarda, saldırganlık, şiddet içeren davranışlar ve çocukluk obezitesi gibi bazı psikosomatik sorunlara neden olduğu belirlenmiştir.
Çalışmalar, televizyon izleme sonucunda, çocukların yiyecek tercihlerinin, satın aldıkları ürünlerin, kilo durumlarının, agresyon gibi fiziksel risk alma davranışlarının yanında sigara alkol kullanma gibi sosyal risk alma davranışlarının ve cinsel bilgi, tutum ve davranışlarının etkilendiğini belirtmişlerdir.
Hancox ve arkadaşları televizyon izlemenin çocuklar üzerindeki etkisini, çocukların doğumundan 26 yaşına kadar belirli aralıklarla yaptıkları izlemlerle değerlendiren bir cohort çalışması yapmışlardır. Bu çalışmalarında, çocukluk ve adölesan dönemde televizyon izlemenin aşırı kilo alma, yetersiz egzersiz yapma, sigara içme ve erişkinlikte kolesterolün artması ile ilişkili olduğunu bulmuş ve aşırı TV izlemenin sağlık üzerinde uzun süreli etkileri olacağı sonucuna varmışlardır.
Amerikan pediatri akademisi çocukların haftada ortalama 16–17 saatlerini televizyon izleyerek geçirdiklerini, ebeveynlerin çocuklarının tüm media ile etkileşimini yakından izlemeleri gerektiğini ve toplam televizyon izleme süresini günde 1–2 saatle sınırlamalarını önermektedir.
Warren’ın belirttiğine göre, çocuklar arasında bazı alt gruplar negatif etkilere daha açıktır. Bunlardan en belirgini büyük yaştaki çocuklardır, çünkü yaş arttıkça çocuklar üzerindeki erişkin denetimi de azalmaktadır. Çocukların yaşı küçüldükçe ebeveyn denetimi ve birlikte televizyon izleme oranı artmaktadır.
Ebeveynlerin çocukla birlikte çeşitli aktiviteler yapmasının, izleme oranlarını azalttığı belirlenmiştir. Uzun saatler çalışan anneler, zamanlarını iş ve aileleri arasında dengelemekte sınırlılıklar yaşamakta ve çocukları ile oynama ve onlarla etkileşme olanakları azalmaktadır. Ayrıca, ebeveynlerin televizyon izleme alışkanlıklarının da çocuğun izleme durumunu etkilediği belirtilmektedir. Televizyon izlemenin çocuğu etkilediğine inanan anneler, kural koyma ve birlikte izlemeye daha fazla önem vermektedir. Gelir düzeyi düşük aileler daha fazla televizyon izlerken, gelir düzeyi ne olursa olsun, iyi eğitim almış ebeveynler çocukları ile daha fazla sözel iletişim kurmaktadırlar.
Kennedy ve arkadaşlarının çalışmasına göre televizyon izleme günlük ritüel haline gelmiş ve çocukların ve ailelerinin yaşamının merkezine yerleşmiştir. Aynı çalışmada yapılan analizler, çocukların TV izleme ile ilişkili birçok kuralı algılamadığını göstermiştir. Televizyon izleme günlük rutinlerin parçası haline gelmiştir. Çocuklar tarafından ifade edilen, yaygın görülen günlük rutin örneği; çocukların güne okula gitmekle başladıkları, eve geldikten sonra ödev yaptıkları, bazen TV önünde akşam yemeği yedikleri ve ev ödevlerini yaptıkları zaman da TV izledikleri şeklindedir.
Televizyon yoluyla nakledilen mesajlar özellikle çocuk ve adölesanların algı ve davranışlarını etkilemektedir. Çoğu küçük çocuk gördükleri ile gerçek olanı ayırt edememektedir. Televizyonun şiddet ve saldırgan davranışlar, cinsellik, akademik performans, beden kavramı ve benlik imajı, beslenme, diyet ve obesite ve madde kullanımı ve istismar örüntüleri üzerinde başlıca negatif etkileri gösterilmiştir.